‘Hayat fırsatlarla doludur evlat’ klasik bir
repliktir fakat klasik olmasındaki en büyük etken gerçek olmasından
kaynaklıdır.Kaç yaşında olursan ol geriye dönüp şöyle bir baktığında keşkelerle
geçen dönemlerin hatırı sayılır yeri vardır hayatında.Karşına çıkan fırsatları
kaçırmak,elinin tersiyle itmek bazen de iyi değerlendirememek.Ben keşkeleri bir
ayağı çukurda olmasa bile yolun yarısına gelmiş insanların dilinden düşmediğini
düşünürdüm.Son zamanlarda en azından benim yaş sınırımın oldukça altında kaldı
bu keşkeler.Tabi yaş sınırı düştükçe pişmanlık sebeplerini ortak bir
paydada toplayıp gençler için ‘AŞK’
desek pekte yanlış bir söylem olmaz.
Ahmet 24 yaşında,hukuk son sınıf
öğrencisidir.Hayatının en güzel dönemlerini yaşadığını düşünüyordu çünkü aşık
olmuştu.Biraz öncesine gidersek ikinci öğretim olan Ahmet,her dönem başarı
sıralamasında %10 a girerek hiç harç parası yatırmamıştı.Ahmet aşkından
çılgınlara dönüp tüm zamanını sevdiği kızı düşünerek geçiriyor bununla da
kalmayıp kendinden de ödün vermelere doyamıyordu.Vizeler kapıyı çaldığında
kapıyı açan sınavlara hazır olan Ahmet değil sonsuz aşkı olunca sınavlardan
geçmek değil kalmak haliyle kaçınılmaz
son oluyordu.Bu durum aşkından gözleri kör olmuş Ahmet için öncü
sarsıntılardı.Okulu bir dönem uzatmasının çok önemli olmadığını,mutlu olduğunu
düşünen saf aşığımız hayallerinin de bir dönem uzadığının farkında değildi.
Bahar yaklaşıyordu..Çiçekler,böcekler,uçsuz
bucaksız masmavi gökyüzü…Tüm bunlar aşıksanız dolup taşmak,hunharca aşkınızı
yaşamak için iyi birer aldatmaca halini alırdı.Ahmet de saf aşık olduğu için baharın tadını
sevgilisiyle doyasıya çıkarmasa olmazdı(!) Evet,sevgilisi dedim.Ahmet’in büyük
aşkı karşılıksız kalmamıştı.Her istediği yapılan sevgilinin manasız kaprisleri Ahmet’i bazen bıktırıyordu ama sadece bazen.Çünkü o tam bir aşıktı(!)Finaller
yaklaşırken kavgalarda sıklaşıyordu.Genelde mantığın devre dışı kaldığı bir
ilişkiden bahsediyorsak kavgalarda da mantık aramak yanlış olurdu.Deprem
yaklaşıyordu..Ding dong! Kapıda finaller vardı bu kez.Duygusal anlamda
sinirleri harap olan Ahmet’in sınav düşünecek hali yoktu tabi(!)Sınavlardan
kalarak okulunu tamı tamına bir sene uzatmış bulundu saf aşığımız.Sevgilisinden
de ayrılmıştı.Nedeni çok saçma çünkü ilişkisine zerre mantık gözüyle
bakmamıştı.Ahmet’in keşkeleri uzun bir liste halini çoktan almıştı ve dilden
dökülmeye başlamıştı.Enkazın altında kalan Ahmet olmasa bile hayatından öylece
giden bir senesi ve tabi kaçırdığı fırsatlardı.Ahmet’in bir senesine Allah’tan
rahmet diliyoruz.
Ne demiştik,hayat fırsatlarla
doludur.Konu aşk olunca kaçırdığımız fırsatların farkına varamayışımız,
sonrasındaki keşkeleri beraberinde getiriyor maalesef.Aşık olmayın demiyorum
lakin kendinizi önemsemeyi unutmayın.Aşka düşman falan da değilim.Sadece sizden
neler götürdüğünü bilmenizde fayda var diye düşünenlerdenim.Aşk kapınızı
çaldığında hazırlıklı olmanız için buradayım. Aşkla olmasa bile sevgiyle kalın..
NOT:Hikayemiz
Gerçektir
SAMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder