10 Ocak 2017 Salı

Kitap İncelemesi: Harry Potter ve Lanetli Çocuk

  “Böyle bir şey olabilir mi?” diye sordu biraz korkarak. Ondan duyduğum en cılız ses tonuyla sormuştu bu soruyu. Sesinde ki şaşırmış ifadeden kötü bir şey olmadığını anlamama rağmen, aklımdan geçen onlarca ihtimalden olması en muhtemel olana odaklanarak “Ne olabilir mi?” diye sordum. “Yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi bir yenisini daha yapabilir mi?” diye sorarken sesindeki mutluluk beni rahatlatmıştı. Neyden bahsettiğini anlamıştım. Haklıydı. 9 yıldan biraz fazla zaman geçmişti sonuncusunun üzerinden.
   Londra’da sahnelenen bir tiyatro oyunundan bahsedildiğini duyduğumda ilk kez bu konuda bir olaya ilgi duymamıştım. Belki de hiçbir zaman seyredemeyeceğimi bilmemden dolayıydı bu duyarsızlığım. Ama şimdi durum farklıydı. Oraya, o büyülü dünyaya dönmemi sağlayacak gizli bir kapı bulmuş gibi hissediyordum. Bu duyguyu en son 2. kitaba başlarken hissetmiştim. Ne olduğunu anlamadan biten ilk kitap ve ardından gelen altı kitap daha. Toplam yedi ve şimdi 8. geliyordu. Garip bir heyecanla beklememize rağmen, şüphelerimiz de yok değildi. 4-5 yıl önce ki gibi etkilenir, kendi kendimize kalemimizi asa gibi çevirerek büyülü sözcükleri söyler miydik? Bir baykuşun getireceği mektubu, gelmeyeceğini bilerek tekrar beklemeye başlar mıydık?
  J.K. Rowling’in bu işten uzak durmayacağını, kendi yarattığı dünya hakkında bize daha fazla şey anlatacağını biliyorduk aslında. Bunu önce “Fantastik canavarlar nelerdir, nerede bulunurlar” filminin senaryosunu yazarak gösterdi. Sonra bu tiyatro oyununu kitaplaştırıp herkesin okumasını sağlayarak bize bir hediye verdi. “Potterheadlerin dikkatine: Harry’nin küçük oğlu Albus bir slytherin öğrencisi!”
  “Belki de okumamalıyız” dedim gülerek. “Çok geç. İki tane sipariş verdim bile”.

   Harry Potter ve Lanetli Çocuk kitabının çıkacağını duyduğum zaman ne kadar heyecanlanmış olsam da, kitabı okuduğum zaman ne yazık ki bütün beklentilerimin boşa çıktığını gördüm. Zaten sahne metni olmasından dolayı normal bir kitabı okurken yaşadığım duyguları bu kitapta hissetmemin pek mümkün olmadığını söyleyebilirim. Birde bunun üzerine, bence serinin diğer 7 kitabına hakaret gibi olan, sanki her kitaptan en beğendikleri olayı seçip bu kitaba koymuş gibi, neredeyse farklı hiçbir şeyin olmaması diğer Potter kitaplarına oranla düşük seviye bir kitap olmasına neden olmuş. Bunun nedeninin tiyatro metnini yazan Jack Thorne ve John Tiffany olduğunu düşünmeme rağmen ne olursa olsun Rowling'in buna izin vermemesi gerektiğini düşünenlerdenim. 
    Her şeye rağmen kitabın bizi heyecanlandırmış olması, bu büyülü dünyaya kısa süreliğine de olsa geri dönebilmiş olmamız; kitabın son dönemdeki satış başarısını kanıtlar nitelikte. 

                                                                                                   Sap No: 1

                                                                                              
                                
                                                                                                                                                                     



Hiç yorum yok: